En son yanına gittiğim gün aklıma geliyor yine. Dağılıyorum. Nasıl dağılmayayım ki zaten? Hayatımın en özel ve en güzel anlarından biri sonuçta. Son sarılışımızda boynuna sıkı sıkı sarılıp saçlarının arasında kaybolurken omzuna bir kaç damla gözyaşı dökmüştüm. Belki son kez sarılıyorumdur diye doya doya sarılmıştım. Huzura sarılır gibi, mutluluğa sarılır gibi, aşka sarılır gibi… Çok farklıydı. Bir yandan da benim olan bir şeyi kaybeder gibi. Elimden, kalbimden, hayatımdan kaydığını
hisseder gibi. Son olduğunu hissetmiştim galiba. Sarıldıktan sonra ellerim boynundan çözülürken yüzümü çevirmiştim. Gözyaşlarımı görmesini istememiştim. Ona her zamanki gibi yenildiğimi görmesini istememiştim. Bir şeyler söyledi… Yüzüne bakmadım, bakamadım. Halbuki hep gözlerinin içine bakarak konuşurdum ben. Hatta o da; “bakma öyle, konuşurken söylediklerini anlayamıyorum, kafam karışıyor” derdi, utanırdı. Öyle işte.
Sanırım bunları unuttuğum zaman acılarım dinecek, ama ben bu yaşattığı acılara bile aşığım.
Nasıl dağılmayayım ki ..!
BeğenBeğen
😯😢😢😢
BeğenLiked by 1 kişi
Reblogged this on Seçkin Altınkaya.
BeğenBeğen